Delilik kavramı, genel kanının aksine tıbbın değil; iktidarın konusudur. Normal insanı icat ettiğinizde, aynı zamanda delileri de tanımlarsınız.
İş hayatında özellikle camdan ve çelikten -hatta topuklulardan- oluşan plazalarda bahsedilen profesyonellik de bu delilikten payını alır. Toplumun çoğunluğuna yönelik pratikler, standartlardan söz etmemize olanak tanır; başka bir deyişle bizi buna mecbur bırakır.
1. Delilik Kavramını Tarihi ve Kaderi
Türk musikisinde “başta icra edilen” esere peşrev dendiği gibi, lafa girerken icra ettiğimiz bir açılış-giriş-eşik aşaması vardır. Söz gelimi eskilerin deyimiyle azıcık eşikte eğlenmek gerekirse:
Toplum olmanın şartları nelerdir?
- Bireyler değil, topluluklar gerekir.
- Belirsizlik değil, kurallar gerekir.
- Kurallar kurumlaşır; kültür yani “normal” doğar.
İlk yönetim yaklaşımlarının rahipler1 tarafından ortaya atıldığını bir anlığına unutalım; iktidar fikrini modern anlamda ele alalım.
- Olması gerekeni tanımladığınızda (muhtemelen yasayla), dışında kalanı, delileri de işaret edersiniz.
Meraklısı, Deliliğin Tarihi2 eserine ve söz gelimi Michel Foucault amcamızın kendi tecrübesine yönelik şu yorumuna bakabilir:
Geriye dönüp baktığımda, kendime Deliliğin Tarihi’nde konuştuklarımın gerçekte ne olduğunu soruyorum ama iktidardan başka bir şey görebiliyor muyum acaba?
Michel Foucault
2. Delilik ve Profesyonellik İlişkisi
İlgili kaynaklara göz atarsanız, deliliğin aslında iktidarın yaptığı bir tanım anlamışsınızdır. Şimdi, plaza iktidarına gelelim. Anadilin inceliklerinden, içe bakıştan, muhabbet ve sahicilikten uzak; “meeting” kavramına gönül verilen şu kapıyı aralayalım:
2.1. Sertifika Ticareti ve Güven Ekonomisi
Önceden “Alaylı – Mektepli” ayrımı vardı. Hoş, o da doğru değildi ya.. En azından, öğrenmenin kaynağına ilişkin bir ayrımdı. Şimdi nasıl dersiniz?
- Neredeyse birkaç aylık eğitim sonucunda aldığı sertifikayla, o konudaki gelişimini tamamladığını düşünen bir “sürü” var.
Açıkçası, sertifikanın tam olarak anlaşıldığından emin değilim.
- Sertifika, doğrulama sistemine yönelik bir koddur.
- Sertifika, bilginizi değil; kurum tarafından eğitim aldığınızı doğrular.
- Bu doğrulama, alınan eğitimin yeterliliğini ve buna ilişkin bilgiyi üretenin/aktaranın yetkinliğini açıklamaz.
(Bu konu, Güven Ekonomisi kapsamında izlenebilir.)
2.2. Ticari Kâr ve İnsanın Anlam Arayışı
Profesyonellikte sürücülüğü üstenen işletmeler, daha doğrusu deliliğin tanımını yapan profesyoneller, bir amaç etrafında toplanır. Bakınız bu konu, iş hayatının varlık sebebini anlamakla ilgili. Örneğin, ticari iştirakler amacı belirli kuruluşlardır. Yargıtay kararlarına bakılırsa, en netameli kararlarda bile ticari kârın öncelendiği3 görülür.
Dolayısıyla, “insan” kelimesiyle başlayan milyonlarca paylaşımın, yönetim kurullarındaki karşılığının düşünülmesi gerekir.
3. İş Hayatında ve Profesyonellikte Deliliğin Öznesi: İnsan
Üniversite yıllarında, kariyer merkezinde görev aldığım süre zarfında mezuniyet yılında olan birçok öğrenciyle görüşmeler yaptım. Sonrasında özel sektörde, insan kaynaklarında mülakatlar yaptım. Dolayısıyla birtakım sonuçlar elde ettim. Bunlar:
- İşimde karakterimden ötürü yapabileceğim ve yapamayacağım şeyler var.
- Para yeterli değil, insanlığımı kaybetmek istemiyorum.
- Hayallerimi bu iş üzerinden gerçekleştireceğim.
Bu cümlelere bakılırsa, hem iş hayatını hem de iş hayatı dışında kalanları anlamış gibi görünmüyoruz. Başka bir deyişle, iş hayatındaki geçer akçenin para olduğunu, diğer toplumsal sonuçları olan onlarca uğraşta da insani değerler olduğunu bilmiyoruz.
Ha, iş hayatı ya da sözümona profesyonellik dışında; “insan” ile başlıyorsa, olmaz mı yani? Olur, niye olmasın. Sanat var, Felsefe var… Bunlar niye var?
- İnsan, yalnızca kâr ve sürdürülebilirlik gibi temellerin içinde yer alıyorsa; iş hayatında da var… Meraklısı için Sermaye Diyalektiği4 kürsüsü bile var.
İş hayatında profesyonellik denince, delilik gibi bir şey aklımıza gelmez. Ancak başarı, profesyonellerin ve iktidarın arasından sıyrılan delilerin bir özelliğidir.
O yüzden, deliler diyorum; sınırın dışındakiler, fena değillerdir.
- Rahipler, günümüzde insanın tesirine esir olduğu birçok uygulamanın başlatıcıları, hatta buluşçularıdır. ↩︎
- Deliliğin Tarihi, Michel Foucault, Çev. Mehmet Ali Kılıçbay, İmge Kitabevi Yayınları, 1992. ↩︎
- Ticari Kârın Öncelenmesi, insan olmanın aksine sorumluluk, fayda sağlama veya iyilik gibi ödevlerden uzak; işletmelerin büsbütün kâr amacını gütmelerini ifade eder. ↩︎
- Sermayenin Tarihsel Diyalektiği ve Marx’ın Toplumsal Sermaye Teorisi, Ding Weimin ve Zhang Tongyu, Çev. Ece Üçoluk ve Aylin Muhaddisoğlu, Kalkedon Yayınları, 2012. ↩︎